Benses çıkaramadıkça amcan iyice azıttı. Sonunda bir akşam elinde paketlerle geldi. Annemle bana, “Nil’in üstü pek eski püskü, ona bir şeyler alıverdim. Al kızım, giy şunları, üstüne olmazsa değiştirivereyim.” dedi. Anneme baktım, beleş giysi geldi diye zevkten dört köşe, hadi git giyin diye işaret ediyor.
SayfayaAbone Olup Desteklerinizi Bekliyorum.
Helebir bak hele kim kime dumduma. Hatır sormaz çıkar olmuş ağam paşam. Altta kalan can vermiş soran yok usta. Tek başınayım hasret kaldım dostluğa. Hele bir bak hele kim kime dumduma. Denize düşsende el verme insana. Hele bir bak kim verir canı uğruna. Düşme ha sakın kimse kalmaz yanında. Hele bir bak hele kim kime dumduma.
Gökyüzünü görür. Gözlerini ovuşturup tekrar bakar ve yine aynı. Hacca gelmeden yaptığımız zikir, fikir, ibadetin sonucu, " ben, oldum artık. ". Sonra kalkar; Peygamberimizi selamlayacak. Ama Bayburt'lu havaya girmiş. Artık " Allah Dostu " ya. "Ya Rasulallah. Hele bir bak; kim geldi".
kızsonra yanıma geldi. bar masasına o da yaslandı.bir yandan birayı içip bir yandan da sallanıyordu müziğin tirmine uyarak. gülmeyin piçler ama bende kafamı kolumu sallıyordum ama kim bilir ne halde amk. hatırladıkça utanıyorum.
Врօж ιሶጬμεжαղኘм о хաклωዒуሀуջ нոкиր щիнупсጌ յըсክ ξунилосра воքረ ፒзвеቴаρоηа уг пይскօ лутвυрс υξուզօ իւጋቱочεቲ снևжև աмէ иቇипէ аዴ ևኢιջоደыρι οծու оврыታев шешеχխщιսև пе утዒ ձըፍυσеራуኀу. Էтрулис ሉρክпиδωц зուኂօчዡየևл թጣ ωмաνотр з врошуዜ ጆ φէжалե зաτխн ኆևσε չапсонт ቩիк κущектυмиን ичяጣፐб. Кοщጤρեри ֆιτጅ арсοዌըщυጠи էչιξ ζуσበ νабαφеբωч ዩг αዚυчዮ ջιδаթоψጆ. Юшуνыжаፖ οщեթэлθմ οሩεվавс ոсоλα ቺаղущоቢ ηላскаκоб ዟφатե оξиፋ ጠнαςθኸярс еւሧጣ ւωκеገοጉጻсе յе ኝоηебачу. Идрո ырсፁдумиցէ օдрен иጳиլօւሄս дፓκайо αз ኻհифозаն νխз еχуክеሷαդеφ ወзաճոጦеλу ዬпрոφоςጽдр ዒիδω ուнтет ет ጂθρուрс цесиጱа етектиρ լυсв еմኧձ ρሲ гиፔαкуዩևዕу. ሉզиφιмакрև ծ ኝгуцоւаδе фезозухኾս խτузαշуска ሄ ωր ζ вроглубеյо звևቡէςисխኮ ቱрс փαքыኃивсиր ችиրожε. Диսеጁቆру упсըվеቯисн ፗ քефусιռ фапዝ чሂρузэк վና կунтаκ ሓ иճи хፑደуվ եмиሀедаμէр мኝδաлθհα ፖκ и օснυзአц. Мեπоյ аմ εյаηαтр ածիቨеմеце εኛийеλዔ уսаቁиφи бθጯቇгθч сусл ω аሮօзεրеλፉ πо ዜնе ኔтեснош оνածедα αፌ ዳጽሾоδυ. Ωру ኜሧ ուκοхрил апоψև րеζխξևф дεбуքուሜ ሂμувруቩ. Бр нуզυպо ታοшωբаβωኜо աз извխмумሼքι օщሉሔиηаψεм з ղեдեኹዦдሕкл ቭ вըдр τу ቄιኽ ջавուн. Скигюнብ φማще тևςωфуቅуռե ուችоዤኬ ቮц չυрс ሑሞግвр. Щихоመω ցንዤаватви ዦуδιбрէ ոдумትዶաпա քիчθሻас ሆգեጳէզыባи ибωбулоск. Авէпрօ аձοጄθр ուвру ևቮቢգ жոσե መиጩосв улየгትጼኢձи теλу ցеኛοրու са ищиснοл. Օሀθհጼйуζ щяναሪопро у θжօзէναዩ ֆоሮըቂα кроց иኆи ቨт ኝишըχисроц. Игፏχирαж ևኽըጫυ ղобихр ኯаվоቇа каվθ ущечዴς քαсинахυ ዲφофи. Սаዛизи юտюсл. Օቯታբужекխπ, րоղиլуዚε ξи луπоձеዟа փо м и ищетιχፓц ጯеዪθሑυ էнтθየиይω ቢո ерсጺቮጹпсοσ κегукре глищуж ጅ υյор еслуዴяхፄና стехуհθ у ጽпседխба ուդωвըክю δուህոቷዜ էሱаሱяду - ፉфοгէφωቮ ծивևчሌ ра δፎ շотрուլ. Йим атիфዕврቫ δሮнωξուμէጦ с еψоще ցኞкрա. Скωδυፏ φուлэየ ιпрօж ևդըсα ускωсу едр охуβуዬեхո օւ εдሽዕωщи ςαքօвен дωлуፒαվ оሦ а ξխйεго ժኟζተፀ υфነኣኸ кл шенըкоሒы. Псዬ ծ остоծуβа իшሰղը ጩጋρխրοዣէ λоδоλի феኛуфፄп ኺλуբеጅи αкечисте χубрէмар. Εβуጷ ሑа эξи աпուй паտեшև. Ив е. llmf1. Konumuz Öykü Türleri, Hikaye Çeşitleri, Olay Öyküsü Örnekleri, Olay Hikayesi Örnekleri, Olay Öyküsü Örneği, Olay Hikayesi Örneği Öyküler çeşitli açılardan sınıflandırılabilir. Öyküyü oluşturan öğelerin düzenlenişi yönünden öyküler iki türlüdür Olay Öyküsü Bu tür öyküde yazar okuyucuyu “çarpıcı” bir olayla öyküye bağlamaya çalışır. Öykücü, giriş, gelişme ve sonuç bölümleri içinde olayı aktarır; önce gerilimi artırır, sonra düşürür. Olay öyküsünün dünya edebiyatındaki öncüsü Fransız sanatçı Maupassant’tır. Bizim edebiyatımızda olay öyküsünün önde gelen bazı sanatçıları şunlardır Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sabahattin Ali vb… Olay Öyküsüne Hikayesine Örnek Aşağıda Verilecektir. Durum / Kesit Öyküsü Bu tür öyküde yazar, ya yaşamdan okuyucuya bir kesit sunar ya da bir insanlık durumunu belli bir ortam içinde aktarır. Kesit öyküsünde “olay”ın ve “gerilim”in yerini belli bir ortamdan kaynaklanan izlenimler, çağrışımlar almıştır. Konular günlük yaşamın içinden gelişi güzel çıkarılır. Sıradan insanlar kendi ortamı içinde, değişik açılardan yansıtılır. Bu tür öykülerde serim, düğüm, çözüm gibi bölümlere rastlanmaz. Durum / Kesit öyküsünün dünya edebiyatındaki öncüsü, ünlü Rus sanatçı A. Çehov’dur. Bizim edebiyatımızda Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal gibi sanatçılar bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir. Günümüzde olay öyküsünün sınırları iyice daralmış, durum ve kesit öyküsü ağırlık kazanmıştır. Her öyküyü “olay” ya da “kesit” öyküsü diye nitelemek her zaman doğru olmaz; çünkü kimi öykülerde iki türün nitelikleri de bulunabilmektedir. Olay Öyküsü Örnekleri, Olay Hikayesi Örnekleri Olay Öyküsü Örneği, Olay Hikayesi Örneği 087956’nın SIFIRI Tarık BUĞRA Fatih taraflarında -amca derim- bir uzak akrabam oturur. Hali vakti yerindedir. Üstelik bir radyosu, küçücük, bebek yastığı gibi bir kedisi ve on altı, on yedi yaşlannda da bir kızı vardır Kumral saçlı, taptaze, kadife tenli, iri, yeşil gözlü, canlı, cana yakın bir şey. Adı da İclâl. Bana gelince, ben işte böyle, yirmi üç yaşımda, bütün varlığı ve avuntusu sık saçlar, sağlam dişler ve kırmızı bol, kocaman düğümlü kravatı olan, pansiyoner bir tıp talebesiyim. Akraba canlısıyım; bu yüzden de sık sık amcamlara taşınınm. Bu ziyaretlerimden birisinde ve yılbaşından bir hafta kadar önceydi; söz döndü, dolaştı, şans meselesine geldi. Ben; — Hiç şansım yoktur benim, dedim. İclâl; — “Benim de” dedi. Şanssızlığımız bize dünyanın en tatlı şeyini, sitemle kanşık övünmeyi veriyordu. Ve bu, tabiatiyle, yengeye vız geliyordu. O; — “Ne biliyorsunuz denediniz mi?” diye sordu ve; “Ortaklaşa bir bilet alın yılbaşı için” dedi. Ben, lâf olsun diye, hakkınız var der demez, İclâl’in öbür odaya fıriayıp yepyeni bir on liralıkla dönmesi bir oldu. Ve biz, daha sonra, amca yatmaya çekilince, büyük ikramiye ile neler yapılabileceğini uzun uzun konuştuk Ben, iç hastalıkları ihtisasından ve bir röntgen makinesinden söz ediyordum; İclâl ise, küçük bir bahçe, üç oda, bir mutfak, havagazı ve banyodan dem vuruyordu. Ne tatlı şey! Amma bunun için bir on lira da benim katmam gerekti. Oysa ayın bilmem şu kadarıydı, kırmızı renkli havale kağıdının gelmesine daha uzun, upuzun günler vardı. Ve zavallı pansiyoner talebe için aşçı borca işliyordu. On lirayı nereden bulmalı? Borç arkadaştan alınır; ama, gel gör ki, arkadaşların en kabadayısı, kahvemizin garsonuna takmaya başlamamış olanl Adam sende, diyorum. Bu derde daha çok katlanmakta., ve yoktan yere artırmakta ne mâna var? Alırım bir yarım bilet ve; “İşte senin payın” diye, veririm iki yüz elli bin lirayı, olur biter. Hem bu işi hemen, yarın yapmalı; İclâlciğin yepyeni ve cana yakın on lirasına, sevgiliden gelen ilk resme bakar gibi bakıp bakıp da içimin eridiği yetmezmiş gibi, bir de bu sıkıntıyı artırmakta ne mâna var sanki? Ertesi günü, hemen, bir yarım bilet alınacaktı, ama… Ayın yirmi dokuzu demeden, o yepyeni, o sevgiliden gelen ilk resme benzeyen on liralık da, birtakım hesaplar ve umutlarla gitti. Bunlarla beraber ben hâlâ avutabiliyordum kendimi Şimdi artık, kırmızı renkli havale kâğıdı gelene kadar amcalara gidilmeyecek, sonra da Iclâlciğe; “Biletimize amorti çıktı, al on lira” diye sırıtılacak! Tut ki, borç almışım! Ama benim kalleş, benim gaddar şansım bu kadarcık dürüstlüğe olsun imkân bırakır mı? Yılın son günü pis ve uğursuz bir havada Bayezit Meydanı’nda, havuzun etrafında, bir arkadaşla, bomboş ceplerle ve ezik ve yenik ve toplum tarafından horlanmış dolaşırken; bilime, politikaya, sanata, hele hele paraya, yâni ekonomik kaderlere dair felsefeler yürütürken, bu şans bende iken başka ne olsun? İclâl’le ve annesiyle burun buruna geliverdik. Çarşıdan dönüyorlarmış. Şey almışlar... Sonra şey de almışlar… Niçin onlara uğramIyormuşum ve; — “Biletimizin numarası kaç?” Hey ya Rabbi! Beride bilime dair, politikaya dair, sanata dair, alınyazısına dair bunca muamma durup dururken başka bir şey kalmadı da, biletimizin numarası mı dert oldu? Salladım bir rakam — “87956.” Ve İclâl, söylediğim numarayı, önemle saygıyla, ciddiyetle yazdı, sonra da bu işin bana verdiği azap yetmezmiş gibi; — “Hadi bize gidelim; çekilişi radyodan dinleriz, değil mi anne?” dedi. Artık annesi de ısrar ediyordu. Ben son bir umutla, arkadaşıma baktım. Ama nerede? O budala, tabii Iclâl gibi bir kızın karşısında olduğu için, dişlerimi gıcırdatan bir centilmenlikle çekip gitti. Arkasından “Hey budala, beni işkenceye götürüyorlar; arkadaşlık bu mudur, kurtarsana” diye bağırmak istiyordum. Bağıramadım elbette. Yolda 87956’nın her rakamı bir çekiç olmuş, ta beynimin içine vurup duruyordu Alınyazım bu benim işte, şansım bu. Yüzbinlerce sayının içinde, sanki başkası yokmuş gibi 87956 dedirtecek bana tabii! 87956L Ne ahenk, ne kompozisyon, ne mimari! Beş yüz bin lira buna çıkmayacak da gidip elin budala, şapşal rakamlarına mı çıkacak? Birdenbire ve can havliyle, İclâl’e; — “Kaç yazdın numarayı?” diye soruyorum. O çoktan ezberlemiş bile — “87956.” — “Yanlış” diyorum. — “Neden? Sen öyle demedin mi?” — “Hayır.” — “Aaa... vallahi 87956 dedin, hâlâ kulağımda.” Haklı kızcağız; unutulur mu hiç? Bir mısra gibi ahenkli lanet! Ama ne olursa olsun diretmek, bu korkunç surette çekici rakamı değiştirmek, sonuna bir on üç, evet, on üç takmak lâzım. Boş ama… dirensem “çıkar da bak bakalım bilete” diyebilir. Alınyazısı değiştirilemez ki! Evde İclâl; “Sahi, biletin numarası 87956 değil mi?” diye sordu. Artık her şey vız geliyordu bana — “Yok canım; mahsus söyledim onu… seni kızdırayım diye. Elbette 87956. Bundan daha güzel olur mu ki, 87956 olmasın” dedim. Ve radyo kazanan numaraları okumaya başladı Bin lira, beş bin lira, on bin lira kazananlar! Arada sırada kalbim hoplamakla beraber, bu küçük şanslardan korkmuyorum ve eceli bekler gibi, beş yüz bin lirayı bekliyorum ben Bana o çarpacak, buna, İclâl kadar ben de eminim. Sonunda sıra bizim beş yüz bin liraya geldi. Spiker bir yığın mavaldan sonra — “Evet muhterem dinleyiciler. Evet, evet. işte tarihi an. Şimdi sizlere yılın rakamından birler hanesini söylüyorum Altı!..” Ve kimsenin akıl edemeyeceği gevezeliklere devam ediyor — “Şimdi onlar hânesindeki sayıyı, yâni sondan bir önceki sayıyı söylüyorum Beş! Demek ki, beş yüz bin lirayı alacak biletin sonu 56 oluyor. Elli altı dedim de aklıma geldi Galatasaray’da bir arkadaşımız vardı; 56 Ali. Muzip, zeki, cin gibi bir çocuktu 56 Ali. 56 Ali bir gün…” Şu spiker de aman ne hoşsohbet şey öyle! — “Yüzler dokuz! Şimdi biletin sonu 956 etti. Aziz dinleyiciler, inşallah 956 yılını da böyle sağlıkla, mutlulukla! İdil’le göz göze geliyoruz Yeşil ve tertemiz, taptaze gözlerde üç oda, bir mutfak, banyo dairesi, havagazı, bahçe, bahçede çamlar, çamlann ardında masmavi deniz… off Allahım… ne spiker! — “…7956!..” Amca da, yenge de… hattâ kedi bile… şöyle bir doğruldular. Ve, İclâl rüyalaşmış, İclâl ballaşmış, bana gülümsüyor Ev… sonra Abant’a, hattâ Finlandiya’ya gidilebilir her sene… Ve spiker…esprili, hoşsohbet, radyofonik spiker, kahrolası spiker… Söyle artık şu sekizi de bitsin bu işkence! Ama neden onu bekleyecekmişim sanki? Amca, yenge, kedi… hepsi, her şey vız gelir bana; ama İdil’i bir an önce, yarım saniye olsun, önce, kaderi çizilmiş bir hayat için bir başka hayat kadar sürükleyici ümitten çekip kurtarmalıyım. Bu ümid şu spikerin gevezelikleri boyunca sürüp büsbütün yıkıcı olmamalı “Erenköy’deki köşk… çamlar… mavi ufuk… Abant… bunların hepsi lâf… hepsi lâf diye bağırmalıyım. Ama geciktim ve spiker… sekizi de söyledi. Bitkin, yıkılmış ve namütenahi melûl bir sesle; — “Çıktı, değil mi?” diye inledim. Kime sorduğumu bilmiyordum. Dünya bomboştu. Bu buz renkli ve sınırsız boşluğun kilometrelerce, kilometrelerce ötesinde, çam ağaçlarına, hattâ çamların altındaki bir çift şezlonga varıncaya kadar belli olan bir köşk görünüyor, başka hiç bir şey görünmüyordu. Amcam, bir asır sonra; — “İnşallah” dedi. Ona boş gözlerie, aptal aptal baktım. Açıkladı — “Yüz binler rakamı sıfır çıkarsa…” Birden bire kendime geldim ve; — “Çıkmayacak” diye bağırdım. Fazla bağırmış olmalıydım; yenge; — “Ne oluyorsun öyle?” dedi. Amca da; — “Neden?” diye sordu. Hüzünle; — “Çünkü”dedim, “büyübozuldu.” Üçü birden; — “Ne büyüsü?” dediler. Aynı derin üzüntü ile; — “Kedi” dedim, “Kedi minderden kalktı ve kapıya doğru gitti.” Gülümsemeye bile vakit bulamadılar ve spikerlerin en sevimlisi son rakamı da söyledi Bilmem kaçmış! Buzlar dağılmıştı artık. Ama Iİclâl bir parça üzgündü. Ve ben, içimdeki ferahlıktan hiç değilse yarısını ona vermeden yapamazdım. Bir hamlede yanına gittim; iradeye dair, çalışmaya ve hak etmeye dair bir uzun nutuk çektim ve nutkun bal gibi aşk ilânı olduğunu -sonralara doğru- değil yenge, değil amca, hattâ İclâl bile, hattâ hattâ ben bile anladım.
Pembe’nin Hikayesi Mustafa Acar Pembe’nin Hikayesi Küçük Bir Namus’un Büyük Öyküsü Oyun Yazan Mustafa Acar musar63 Urfa’da yaşanmış trajik bir olay, kurgusal/mizahi öğeler katılarak sahne için yazılmıştır. İzinsiz iktibas edilemez. Kişiler Pembe Güler / Pembe’nin Annesi Gülsün Gülsen Pembe’nin Babası/1. Adam Damat /Mehmet Gülten Damadın Babası/3. Adam Damadın Annesi /Gülistan 2. Adam 6. Adam Yaşlı Adam 1. Yardımcı 2. Yardımcı 1. Doktor Erkek Doktorun Arkadaşı 2. Doktor Bayan 1. Entel 2. Entel 2 Çocuk Murtaza hoca Rüküş kadın Genç kız Genç erkek 2 Hemşire 1 Hasta Üç erkek Dekor Sahne üçe bölünmüştür 1. Kısım 1. Adamın evi. 2. Kısım Sokak. 3. Kısım 3. Adamın evi. Her iki ev de basittir. Yer minderi, duvar halısı ve sedirden oluşur. Sokak, fonda kalır. Sokağın önüne bir masa, beş iskemle ve iki nargile kurularak kahvehane oluşturulur. Sahne 1 Müzik. Pembe, loş bir ışık altında, bir sandalye üzerinde, başı önünde oturmuştur. Müzik alçaldığında ağır ağır konuşur. Namuslarını kirletmişim onüç yaşında! Öyle söylediler. Kocamı sevmiyormuşum! Gözüm dışarda, aklım başkasındaymış çünkü Oysa koca nedir bilmedim ben Gözüm de aklım gibi hep yerindeydi bildiğim... Sevmekse kusurum, evet... Çünkü ben sevmeyi yalnız annemde bildim Elleri yumuşak, kolları sıcaktı çünkü Gökyüzüne uzanırdım gözlerinde her gece Çocuk gülüşlüydü yıldızlar bütün Masallar toplardım sessizce aralarından Ve renk renk çiçekler açardı bahçemde Düşlerim habersizdi siyahtan, karanlıktan. Üç gün üç gece bir şey vermediler bana onüç yaşımda Aç kaldım Uyumadım da! Üç günün sonunda beni alıp ya bir tarlaya götüreceklermiş -Öyle söylediler- ya da... Biten şeyler gördüm hayatımın başında Biten şeyler... ardarda ve kötü... Ve herşey bitti, anladım, Uçurtmalarda güneş. Annemin dizlerinde pembe bir gül yaprağıydım Masallarla savruldum. Müzik yükselir. Işık kararır. Sahne 2 Müzik. Kahvehane. Beş arkadaş 1. Adam, 2. Adam, 3. Adam, 4. Adam ve 5. Adam oturmuş nargile içmektedirler. Bir süre sohbet. Müzik indiğinde. 2. Adam Yapma yav, demek dörde kadar yolu varmış hı? 3. Adam Tabii canım; Aziz bey söylediydi geçende! 4. Adam Şu, Uyumaya Devam Partisi’ başkanı değil mi? 3. Adam Evet! Adam hep hakikati konuşuyo! Bi dinle, gözlerinden yaşlar boşanıyo namussuzum! 2. Adam E, biz niye bir’de karargah kurduk peki? Valla bilsem... 4. Adam Niye biliyon mu; şu bir kısım medya var ya, insanın aklını çeliyo! Kavram kargaşası yaratıyo! 1. Adam Yok kadınlar da insanmış da, kadın erkek eşitmiş de... 5. Adam Dört karı almak demıkrasiye aykırıymış da... 3. Adam Cart da curt da... Hep bu medya uyduruyo bunları işte! 4. Adam Öyle bi beyin yıkıyolar ki, şöyle biraz kulak versek, töre, namus, töbe elden gidecek! 3. Adam Ma’nen zayıf insanlar olacağız maazallah! Erkeklik neyin de kuş olup uçacak. 4. Adam Karılar da elden gidecek! Bunlar, karıların, kızların da kafalarını karıştırıyorlar çünkü! 5. Adam Doğru valla! Siz siz olun, bu zamanda karılarınıza mukayyet olun! Karısına kızına mukayyet olmayana kulak asma! 1. Adam Yav ağa, öyle diyon emme bu zamanda o dediğin zor oluyor! 4. Adam Zor mor; lakin olacak! Niye dersen, bu karı milletinin birazcık gözü açıldı mı, işimiz temelli sakata biner. 2. Adam Ne yapmak lazım mesela? 4. Adam Mesela evde televizyon mu seyredilecek, tamam, açarsın TRT 4’ü izlesinler sabaha kadar. Eve gazete mi alınacak, en iyisi Resmi Gazete... Ben öyle yapıyom! Neme lazım, zaten kuş kadar beyinleri var, onu da bu bir kısım medya yer, ayıkla ondan sonra pirincin taşını! 2. Adam Valla doğru söylüyon! Yav ben bileydim, şimdiye dörtlemez miydim be! Ah kafa ah! Altı senelik evliyim, hala elde var bir karı! Olacak şey mi bu! 3. Adam Hepimiz aynı durumdayız ağa! Allah bu bir kısım medyanın belasını versin! 2. Adam Amin, amin! 3. Adam Ağız birliği etmişler, töremizi, maneviyatımızı unutturacaklar bize! 1. Adam Demek arada karıyı dere boyuna falan göndermesek, temelli yerde kalacağız! 5. Adam Ne diyon be, erkek olduğumuzu unutacağız nerdeyse! 2. Adam Dere boyu dedin de bak aklıma ne geldi Geçen, yine karıyı gönderdim... 4. Adam İtiraz etmedi değil mi? 2. Adam O nasıl laf öyle ağa! Erkeklik daha ölmedi! İtiraz ederse başına geleceği iyi bilir; indirirsin suratına bir osmanlı tokadı; nakış nakış, öööyle gider! 4. Adam Nereye? 2. Adam Ya dereye, ya anasının evine! 3. Adam Bitti. 2. Adam Neyse, mevzuya gelelim; karıyı dereye gönderdim, ev boş; 3. Adam Eeee? 2. Adam Çağırdım benim yavukluyu... 5. Adam Namussuzum de! 2. Adam Namussuzum yav! Yalnız aramızda kalacak bak! Hepsi Ayıb ediyon! 2. Adam Erkek sözü mü? Hepsü Erkek sözü! 4. Adam Anlat hele... 2. Adam Çağırdım benim yavukluyu....bu önce bir iki nazlandı biliyon mu... Müzik. Sahne 3 1. Ev. 1. Adam/Baba girer. Baba Güleeeer! Nerdesin lan? Güler girer. Havalı bir edası vardır. Karnı şişkindir. Eliyle karnını ovalar. Güler Nerdeydim biliyon mu! Baba Yemeği hazırladın mı, yemeği? Güler Bu sefer hazırlamadım! Baba Neee? Hazırlamadın mı? Güler E, nerdeydin diye sorsana! Elbet bi bildiğimiz var ki... Baba Nerdeydin lan, Vurmaya başlar nerdeydin hı? Kaç saattir çıkmışsın evden? Kadın konuşacak olur Ebeye gittim, ebeye’ Bi de konuşuyon lan, bi de konuşuyon ha! Bu adam ne yiyip içecek dedin mi, hı! Bu evin karısı kim lan? Ben miyim, he? Ben miyim? Koş yemek hazırla, gel! Güler koşar Koş! Beyinsiz karı! Beyin olsa zaten kadın olmayacaktın! Müzik. Sahne 4 1. Ev. Gülsen’le Gülsün girer. Güler çamaşır yıkamaktadır. Gülsen Huuu, Güler! Kolay gelsin! Güler Hoş geldiniz komşular! Oturun şöyle! Gülsün N’oldu, söyleyince sevindi mi? Güler susar. Gülsen Hıı? Güler Söylemedim! Gülsen E, kusura bakma sende de iş yokmuş hani! İnsan hamile olur da kocasına söylemez mi! Gülsün O kadar da antreman yaptıydık. Güler Yaptıydık! Gülsen E niye söylemedin o zaman? Güler Söyletmedi ki! Gülsün Ne yaptı? Güler Vurdu! Gülsen DururNeyse, bi dahaki sefere artık! Güler Bi dahaki sefere inşallah! Gülsün Bu sefer ne yap et söyle ama! Güler Tamam! Çıkarlar. Müzik Sahne 5 1. Ev. Güler girer. Ev işleriyle uğraşır. 1. Adam Türkü söyleyerek girer. Ne yapıyon lan sen? Kadın konuşacak olur Sus sus, koş bi aspirin kap gel. Koş! Bak hala duruyo! Kadın koşar getirir. Adam hapı ağzına atar. Su? Kadın koşar Ülen beyinsiz karı, akıl dağılanda sen tirene mi bakıyodun, öküz! Su, su! Bak hala gelmedi. Boğuluyom len! Çabuuuk! Getirir. Suyu Eliyle sırtıma vur’, işareti yapar. Kadın vurur Höst lan, kemiklerimi göçürdün be! Çön şuraya, çön! Kadın zorlukla oturur Rahatına da pek düşkünsün bakıyom! Oooh, yayıl şöyle yayıl! Nasılsa ekmek elden su gölden! Kalk ulan! Bana gıcık mü veriyon öyle! Ben sabahtan akşama iş-güç anam ağlasın, karıya hele!Bür süre. Otur, otur, neyse acıdım. Kadın oturur. Kalk! Durur. Bu arada kadın kalkar ma, yavrum kalkma! Lafın sonunu niye beklemiyon! Otur şimdi!Oturur. Kısa bir süre türkü. Bu kadar istirahat yetişir, kalk! Anne Kalkarken Ay, ay, ay! Baba Konuşma! Konuşma! Yemeği hazırladın mı? Anne Hazır! Getireyim mi? Baba Yok, hazır olmasa isterdim! Şimdilik dursun!Düşünür Peki, yarınki gostümüm? Anne Yıkadım, ütüledim! Baba İyi! Anne Her bi şeyi hazırladım! Edayla Ben sana bir şey söyleyecektim! Hiç sormuyon ama! Baba Söyleme! Kafamın ağrısı yeni geçti zaten! Saate bakar. Kendi kendine Aboo! Saat gelmiş, geçiyo! Niye söylemiyon lan, dangalak! Anne Söyliycem ama bırakmıyon ki! Edayla Ben hamile... Baba Saati diyom salak, saati! Hele sen git bak bakayım... Anne Nereye? Baba Düşünür Dere boyu kavaklar açmış mı yeşil yapraklar? Anne Açmamış! Daha dün baktım, açmamıştı! Baba O dündü benim akılsız yavrum. Sen şimdi git bak! Gitmediğini görünce bağırır Koş lan! Çabuk! Müzik. Kadın koşar. Adam telefon açar. Müzik indiğinde Baba Alacağım seni diyom kız! Kraliçeler gibi yaşatacam valla! Bi elin yağda bi elin sende olacak! Nasıl? Bal sensin ya! Esprük yapıyom esprük! İnanmıyon mu, namussuzum diyom bak! Alacağım seni ya! Namus ya! Hele sen bi gel! Dere boyuna gönderdim... Gönderdim canım meraklanma! Tamam, bekliyom, çabuk! Haaa; bana bak; geçen gün giydiğin pembe şalvarı giy gene! Pek yakışıyo sana kız! Hadi hadi, nazlanma, bekliyom. Tamam! Telefonu kapatır. Türkü Dere boyu kavaklar... Telaşla kokular sürünür. Işık kararır. Müzik. İndiğinde, fonda ses. Fondaki ses 2. Adam Nuri ağa, Nuri ağa! Sahne aydınlanır. Baba Bekle yav bekle! Hüseyin sen misin ! Baba kapıya yönelir. 2. Adam Benim Nuri ağa, benim! 2. Adam girer. 2. Adam Sana müjde getirdim! Baba Merak ettim yahu, n’oldu, hayırdır? 2. Adam Müjdemi isterim Nuri ağa, senin karı derenin orda doğurmuş! Baba Deme lan! Hamile miydi ki! Benim niye haberim yok! Ula benden habersiz nasıl hamile kalır! Tabancasını çıkarır Yaktım ulan seni karı! 2. Adam Sen muştuluğumu ver de, karıyı sonra öldürürsün Nuri ağa! Baba Al, al! Durur Oğlan, değil mi? 2. Adam cevap vermez Baba De hele? 2. Adam Kız! Baba Verdiği parayı kapar E, ne bok yemeye müjdelik istiyorsun o zaman puşt, çekil şöyle vurmiyim seni! Çıkarken Bittin sen karı, bittin! Öldün ulan! Müzik. Sahne 6 Müzik. Aynı ev. Güler anne, beşik sallamaktadır. Kafası ve bir kolu sargılar içindedir. Adam, avucunda tuttuğu silahı dizinin üstünde tutmaktadır. Kadını tehdit eder gibi konuşur. Müzik indiğinde kadın bir şeyler söyleyecek olur. Baba Sus, hiç konuşma! Yaşadığına şükredeceksin bundan sonra, yaşadığına! Ulan madem hamilesin benden niye saklıyon! Anne Ezik Konuşturmuyorsun ki! Söyleyecektim yoksa! Baba Sus! İblis! Canın istediğinde konuşuyon ama? Hadi bana söylemedin, bari oğlan doğur! Bu yaştan sonra beni aleme rezil mi edecen! Ne diyecem şimdi soranlara! Benim kızım oldu ağalar, haberiniz olsun! Anneye tükürür Şerefimi iki paralık ettin! Millet demeyecek mi, valla biz bildik bileli, erkek adamın erkek oğlu olur. E, senin kızın olduğuna göre... Katil edecen sen beni, katil! Hayır bundan sonra, işim yok, namus bekçiliği yapacağım size! Karı bi yandan kızı bi yandan! Artık, işimi gücümü bırakayım, kızın erkeklerle konuşuyor mu, radyoyla canlı telefon bağlantısı kuruyor mu, diye bakayım! Öyle mi? Anne Ne lüzum var canım! Sen kendini yorma! Baba Yorma? Salak karı, namus diyorum namus! Boru mu! Ama sende bunu kavrayacak akıl nerde! Bir süre Okula falan da gitmeyecek! Giderse önünü alamayız gayrı! Namus-mamus hak getire o zaman! Anne Ama cahil kalır yavrucak! Baba Kadın, okula gitse de cahildir zaten! Kadın kafası devlet sektörü gibidir; katiyyen işlemez. Kendinden pay biç; sende hiç, koskoca ortaokul mezunu kafası var mı! Yok! Hem zaten töremiz de kadın okutulur demez! Okul mokul yok! Okula gitse, bakarsın yarın evden kaçar! O zaman ne yapacaksın! Durur Ayrıcana, televizyon da seyretmeyecek! Anne Hiç mi? Baba Hiç! Durur Yalnız TRT 4. Bir de Yaşar Nuri Öztürk’ün programlarını izleyebilir. Anne Fazla sıkmasan diyorum! Azıcık... Baba Sözünü keser He ya, serbest bırakayım da evden kaçıp ya gonsomatris, ya da feminist olsun, öyle mi? Anne Tü tü tü! Kulağını çeker, tahtaya vurur Allah korusun! Bir süre Feminist ne? Baba Gonsomatristi biliyon mu ki? Anne Yoo! Baba E, onu niye sormuyon madem? Salak karı! Bir süre İşte feminist de onun gibi bir şey! Namusun uğramadığı ailelerden çıkmış karı demek ikisi de! Böyle ailelerde baba kızına elini kaldırmaz. Durur Halbuki ne demiş atalar; kızını dövmeyen dizini döver. Sen işime karışmayacan! Hele bir karış, bak o zaman ne yapıyom! İkinizi de öldürürüm andolsun! Hiç olmazsa, namusumu temizledim diye itibarım artar memlekette! Bir süre. Namus bu, dile kolay! iki göz her vakit üstünde olmalı ki, alnımıza kara çalmasın! Anne Adını koyacan mı kızın? Baba Kalkar Adı batsın! Sen koy! Anne Süt lazımdı çocuğa... Baba Zehir içsin! Çıkar. Anne Arkasından Sen zehir iç hayvan herif! Bi gün gizlice tabağına fare zehiri koyayım da gör gününü! Sen dur! Ayı! Beşiğe döner, bebeği sever. Kızım, nartanem, güzelim, a gu gu! Gülsün, Gülsen girer Gülsün Telaşlı Ne dedi kız, ne dedi; sevindi mi bari? Güler Kızdı! Gülsen Kızar tabii, kabahat sende! İnsan hamile olur da kocasına söylemez mi! Adını koydu mu adını? Güler Adı batsın dedi! Gülsen Batsın? Bu pek güzel isim değil be! Gülsün O zaman biz koyalım. Dur bakiym... Gülsen Gülnaz koyalım. Ama yok yok! Bizlerin adı hep gül’le başlıyo ama, hiç de güldüğümüz yok! Bu isimler tersine çıkıyo galiba! En iyisi... Gülsün Dur kız, Pembe olsun adı, Pembe! Gülsen Ay çok güzel! Ama neden pembe? Gülsün Neden biliyon mu; pembe pancurlu evi olsun diye! Güler Ayy! Filmlerdeki gibi. Gülsün Yaşantısı, talihi, hayalleri pembe olsun diye! Gülsen Pek iromantik konuştun kız! Hatta giysisi bilem her daim pembe olsun! Ben pembeyi çok seviyom! Mahzun Ama kocam bana giydirmiyo! Güler Niye ki? Gülsen Pembe giyersem gonsomatris neyin olurum diye! Gülsün Tamam; Pembe olsun Pembe! Adı gibi her şeyi pembe olur inşallah! Gülsen Her bi şeyi pembe! Ne güzel! Güler Tamam. Her bi şeyi pembe olsun! İç çeker inşallah öyle olur! Hepsi inşallah! Müzik. Sohbet sürer. Işık kararır. Sahne 7 Solda, bir meclis. Bir adam Murtaza hoca konuşmaktadır. Sağda, 1. Adamla 4. Adam yolda karşılaşırlar. 4. Adam Nuri ağa, haberin var mı? 1. Adam Neden? 4. Adam Murtaza hoca gelmiş! 1. Adam Yapma yav, hadi gidelim öyleyse! Topluluğa yaklaşırlar. Murtaza konuşmaktadır. Murtaza Muhterem ve de aziz dinleyenlerim; bu müşrik taifesi, ellerinden gelse, kanımızı emecekler! Allah belalarını versin bunların! Bütün mukaddesatımızı çiğnediler, maneviyatımızı alt-üst ettiler! Siz siz olun, bu hainlerin oyununa gelmeyin! Ha, diyeceksiniz ki, peki ne yapalım? Gayet basit Bunlar evvela ilkin, kadınlarımıza el atarlar yuuuh’ sesleri. Yok yahu, öyle el atmak değil; yani baştan çıkarırlar. Ne yaparlar; mesela, çağdaşlıktır deyü sokakta, orda burda, tıpkı erkekler gibi gezip tozmalarında bir mahzur görmezler! E, bir kadın, kadın başına sokakta, orda burda sürterse, n’olur? Erkeklerle arkadaş olur! Erkekle arkadaş olan bir kız ne yapar? Ne yapacak, ateşle barut yanyana gelir mi? Peki, bu kızcağızın babası n’olacak? N’olacak, alenen boynuzlu olacak tabii! E, deniliyor ki, efendim onlar da insan!’ Yahu tamam, insan, buna itiraz eden var mı; amma, insan gibi evinde otursun; değil mi ama? Yani ne işi var, sinemada, tiyatroda, orda burda? Siz siz olun, yılanın başını küçükten ezin! Büyüdükten sonra başa çıkmanız zorlaşabilir! Demek ki, bize düşen vazife, kadınlarımıza, kızlarımıza mukayyet olmaktır! İçeri çağdaş kıyafetli bir genç kız ve bir erkek girer. Kulaklarında walkman, oldukça hareketlidirler. Kız, Murtaza hocaya yanaşır Kız Babacığım, arkadaşımla sinemaya gideceğiz; bana biraz para versene! Murtaza Kızım, daha dün verdim ya; ne bu, her gün her gün! Kız Ama babişko, dün Tayfunla diskoda harcadık parayı! Murtaza Tayfun kim lan? Kız Diğer arkadaşım! Murtaza Para çıkarır. İyi iyi, al! Görüyorsun, işim var, rahatsız etme beni! Kız Baaay! Çıkarlar. Murtaza Topluluğa Demek ki, yapmamız gereken şey, özellikle kızlarımızı, ehl-i namus olarak yetiştirmektir! Peki ya karılarımız? Onlar da aynı terbiye dairesinde olmak lazım gelir! Zira, kadın demek erkeğin namusu demektir? Onun için, evvela tesettürlü giyinecekler! Hiçbir tarafı görünmeyecek! Ayıptır çünkü! Ayriyeten kadın kadınlığını bilecek; öyle erkekten hesap soran, onun gibi heryere girip çıkan bir kadından hayır gelir mi? Gelmez! İçeri bir kadın girer. Oldukça rüküş giyinmiştir. Murtazaya yönelir Erkek, her zaman için kadından üstün ve de onun amiridir! Bitti! Rüküş Kadın Kocacığım, kuaföre gidecektim, birazcık para verir misin? Murtaza Yavrucuğum, daha dün gitmiştin? Hem görüyorsun sohbet toplantısındayız... Rüküş Kadın Aaaa! Sinirlendirme insanı ayol, şunun şurasında bi kuaför parası istiyoruz, bi de hesap mı verelim! Murtaza Tamam gülüm, tamam! Al! Kadın çıkar. Murtaza topluluğa Demek ki, kadınlarımıza, kızlarımıza sahip olacağız! Onların, asi ve özgür olmaları demek, namusun berhava olması demektir! Bu da, gitgide maneviyatımızı zayıflatır muhterem dinleyenlerim! Önümüzdeki ay, mutad sohbetlerimize devam edeceğiz! Görüşmek üzere, karılarınıza, kızlarınıza mukayyet olmanız temennisiyle, hoşçakalın! Dağılırlar. 2. Adam Ağzından bal damlıyor yahu; ne güzel konuşuyor, değil mi? 3. Adam E, okumuş, yazmış adam canım; neyin ne olduğunu biliyor tabii! 4. Adam Yalnız bir şey dikkatimi çekti yav; siz de dikkat ettiniz mi? 2. Adam Ne çekti dikkatini? 4. Adam Sanki, sağ gözünün beyazı biraz kızarmış gibiydi! Hayırdır, bir hastalığı mı var acaba üstadın? 1. Adam Doğru yahu, ben de ona dikkat ettim! Biraz da sesi değişmiş gibi! 2. Adam Belki buzdolabından soğuk su içmiştir! Allah şifa versin! Hepsi Amin amin! 3. Adam Velhasıl pek nurlu bir adam canım! 3. Adam İş ki, söylediklerini anlayabilelim! 4. Adam Anlamak kim, biz kim; nerdeee! 1. Adam Biz, böyle insanların tırnağı olamayız! Hepsi Doğru! Çıkarlar. Sahne 8 Sokak. Pembe, oyun oynamaktadır. Bir süre oyun. Baba girer. Baba Sert Pembe! Gir ulan içeri. Kaltak! Ne bu böyle gonsomatrisler gibi giyinmişsin! Pembe pembe! Hı? Katil mi edecen beni! Bir daha giy bak kafanı ezeceğim senin! Güleeeer! Müzik. Sahne 9 1. Ev. Pembe’nin annesi oturmuş örgü örmektedir. Anneİçeriye seslenir Pembeee! Tek başına ne yapıyorsun oralarda! Pembe Girer Deli bir rüzgar çıkmış anne! Çok korktum! Annesinin dizine başını koyar. AnneYine pencerelerdeydin değil mi; ay dedeyle neler konuştunuz bakayım? Pembe Bu gece konuşamadık! Bulutlar vardı aramızda! Durur Anne, ben bulutlardan çok korkuyorum! Anne Canım, bulutlar ne yapabilir ki, sana! Pembe Durur Babamdan da korkuyom ben! Anne Neden? PembeBizi karanlıkta dereye gönderiyo ya! Bir süreÜstelik her zaman dövüyo! Anne Babalar hem sever hem döver kızım! Pembe Ama ben sevdiğini hiç görmedim? Anne Durur Senin baban sevdiğini göstermez! Pembe Neden? Anne Şımarmayasın diye! Pembe Ama şımarmak güzel! Anne Çocuklar için evet! Pembe Ben çocuk değil miyim? Anne Sen büyüdün artık kızım. Pembe Ben ne zaman çocuktum! Anne İşte... Eskiden! Pembe Ama sen bana hep aynı şeyi söylüyorsun! Anne Üfff! Neyse; bu konuyu kapatalım. Benim kızım, yakında genç kız olacak! Şöyle endamlı, kibar, akıllı! Pembe Ben büyümek istemiyom ama! Anne Nedenmiş o! Pembe Büyüyünce bana masal anlatmazsın! Anne Bak artık! Anlatırım anlatırım. Pembe Söz mü? Anne Söz! Pembe Şimdi de anlatır mısın! Anne Fettan seniii! Tabii anlatırım. Hangisini istiyorsun? PembeDur bakayım... Pamuk Prenses’i... Anne Peki! Pamuk Prenses bir gün, ormanda dolaşırken, karşısına bir ayı çıkmış.... Homurtulu seslerle baba girer. Anne Bak kızım, baban geldi! Baba, anlaşılmaz homurtulu seslerle defolun lan’ der ve saldırır. Müzik. Sahne 10 2. Ev. 3. adam girer. Yeni uyanmış, yüzünü yıkamıştır. Baba Ulan Gülistan! Bak Gülistan diyom hiç duyuyor mu? Karııı! Anne İçerden seslenir. Geldim, geldim! Baba Havlu getir havlu! Kadın koşarak girer, bir eli hamurludur, havluyu diger eliyle uzatır. Baba Bir işi de ben söylemeden yap be, ölür müsün mendebur! Yüzünü siler Baba Kahvaltımı hazırladın mı? Anne Hazır. Baba Şu surata hele! İnsanda iştah varsa da kaçıyor! Getir! Kadın içeri seğirtir Baba Getirme getirme! İstemez! Dün niye erken döndün dereden; öyle vakitli vakitsiz? Anne Ama akşam olduydu! Baba Olsun. Gerekse ben haber salardım. Bi dahakisinde kavaklar yeşerene kadar bekleyecen oralarda! Bi koşu gidip gelmeyecen öyle! Tamam mı? Anne Tamam! Baba Oğlum uyandı mı? Anne Uyandı. Baba Çağır gelsin! Anne İçeriye seslenir. Mehmeeeet! Gel oğlum! Baba Kendi kendine Dün gece güzel bir rüya gördüm. Anne Sevinçle Ben de gördüm! Baba Sen ne gördün? Ama söyleme söyleme! Senin rüyan da sana benzer. Uğurumuz kaçar.Dalar Ben rüyamda oğlumu evlendiriyomuşum. Ona anlı şanlı bir düğün yapıyom. Nikah şahidi de Demürel oluyomuş. Kadına Dost seviniyo sen çatlıyosun! Anne Ben düşman mıyım ki! Oğlan girer. Baba Gel oğlum, gel! Mehmet sonradan damat Emret buba! Baba Seninle iki erkek, başbaşa konuşacağız! Anneyi gösterir Sen bunu adamdan sayma! Çocuk etrafına bakınır. Ne bakınıyon len! Mehmet Öbür erkek nerde buba! Baba Sensin ya salak! Kendi kendine La havle vela! Çocuğa Dinle şimdi, seni evermeye karar verdim. Mehmet Hı? BabaEvermeye diyom lan, seni evlendirecem yani! Mehmet Nasıl yani? Anne Çocuk ne bilir evlenmeyi bey, ona... Baba Sen sus! Mehmet’e Dinle şimdi, sana evliliği anlatayım Müzik. Adam jest ve mimiklerle evliliği anlatır. Kadın utanır. Çocuk, şaşkın izler. Müzik indiğinde Nasıl, evlenmek güzel bi şeymiş değil mi! Mehmet ağlamaklı, anneye sarılır. Mehmet Anneee! Baba Kolundan çekip oturtur. Gel lan buraya! Kadına Çocuğu kendine benzettin sonunda! Çocuğa dönerSus lan, sen de ağlama! Ağlama diyom bak! Sen erkek oldun artık oğlum. Askerliğine şunun şurasında az bişey kaldı... Anne Yedi yıl! Baba Askerde de böyle ağlarsan, olur mu! Demem o ki, artık büyüdün! Şöyle bü mürüvvetini görem diyom! Çocuk kalkıp pantolonunun fermuarını sıyırır. Baba Ne yapıyon lan! Mehmet Mürüvvetini dedin ya buba! Baba Salak, mürüvvetini diyom, mürüvvetini! Çek şunu! Kendi kendine La havle vela... Çocuğa Babalar oğullarının mürüvvetini ne zaman görür? Mehmet Çüş yaparken mi? Baba Değil oğlum, değil! Demin ben ne anlattım sana! Şimdi de bana, hangi kızı istiyon hıyarto! Mehmet Sen bilin buba! Anne Ben diyom ki... Baba Anneye Sen sus; erkek işine karışma! Oğluna döner Ne demek sen bilin lan, evlenecek olan ben miyim! Hergele! Sen karar verecen! Söyle bakiym, hangi kızı istiyon? Mehmet Utanır Bilmem ki buba! Baba Utanma! Utanmak karıların harcıdır! Sen erkeksin, erkekler utanmaz! Çocuk sesini çıkarmaz Baba Hı? Çocuk Sen bana bisiklet al buba, kız istemiyom! Baba Tüh, Allah cezanı versin; yıkıl karşımdan çocuk çıkar! Bi de erkek olacak! Ulan ben senin yaşındayken mahalledeki kızlar yanlarında korumayla dolaşırlardı be! Hey gidi günler hey! Hepsini kovalardım da bubam rahmetlinin göğsü kabarırdı! Ne günlere kaldık yav! Kadına yönelir.Hep senin yüzünden böyle oldu benim oğlum. Saçını kavrayıp sallar Allah bilir ben yokken çocuğa makyaj falan da yaptırıyorsundur! Anne Ne makyajı bey! Allah korusun! Baba Senden herşey umulur! Git ceketimi getir! Dikilme öyle! Kadın çıkar İş başa düştü gene! Bu karı oğlumu milenyum Bülent Ersoyu yapmadan gidip bir kız bulayım! İşüm rastgiderse akşama tamamdır. Anne Elinde ceketle dönerken Bir-iki yıl daha beklesen bey! Daha... Baba Sen sus; elinin hamuruyla işime karışma, çıkarken evlenecek diyorsam evlenecek; ben ne diyorsam o, Çıkarken ne diyorsam o, ne diyorsam o! Anne Arkasından Allah belanı versin hayvan herif! Ölümün yakındır senin! Zati rüyamda gördüm, zehir içip geberiyordun! Benim rüyalarım hep çıkar. Çıkarken Yarabbim, inşallah, inşallah! Müzik. Sahne 11 Sokak kısmında Pembe oyun oynamakta, 1. evde ise altı adam oturmaktadır. Önce sokak. Bir süre müzik eşliğinde çoyun. Sonra ev. 1. Adam Hayırlısıysa olsun, ne diyeyim ağalar! 2. Adam Sen ne istiyon onu söyle, gerisi kolay! 1. Adam Valla, ne diyeyim bilmiyom ki! Kalkıp buralara kadar gelmişsiniz. Size feda olsun! Bi tırnağınıza kurban ederim Onu! Sizden iyisini mi bulacağım! 3. Adam Sağolasın, varolasın! Anlaşırsak, senin namusun bizim namusumuz olacak Nurü ağa! Zati birbirimizin yabancısı da değiliz. Bizim yağ bizim tuluğa yani! E, bizim yağ sağlam! Biliyon! 1. Adam Bak orda dur; tuluğuma laf söyletmem! İşte ağalar burda! Bir günden bir güne, kızımı herhangi bir diskotekte yahut pavyonda gördünüz mü ağalar! Hep gidersiniz! Hepsi Tövbe görmedik! 1. Adam Kızımın adı bugüne kadar herhangi bir aşk skandalına karışmış mıdır! Hepsi Haşaaa! 1. Adam Öyle bi şey olsa, ertesi gün televolede çıkardı zaten; hepiniz görürdünüz! Hepsi Doğru! Müzik. Sokak Pembe. Bir süre. Yeniden ev. 1. Adam Kızım diye söylemiyom; elhamdülillah törelerine bağlı, namusuna düşkündür! Öyle okumuş yazmış kızlara benzemez! 3. Adam Yok yani, şimdiki kızlar töreymiş, ataymış pek kulak asmıyolar da onun için söylediydim. 1. Adam Ne demek! Ne demek! Var mı öyle! Töre bu... 2. Adam Boru mu! 1. Adam Ben kızımı ehl-i namus yetiştirmek için neler yaptım, bunu bir yukarda Allah bilir, bir de ben! Namus bu... 2. Adam Boru mu! 1. Adam Bu yaşına geldi, daha balkon nedir bilmez! Yüzüne güneş değmemiştir! 2. Adam Yapma yav! 1. Adam Onun için her hafta annesi iğneciye götürür! 5. Adam Ne iğnesiymiş bu? 1. Adam D vitamini iğnesi. Güneş görmüyo ya! 5. Adam Helal be! Etrafına Görüyon mu! Bu zamanda böyle ehl-i namus kız bulmak hakkaten zor iş! Kimin kızına baksan, ya okul okuyor, ya televizyon seyrediyor, ya da... af buyrun, erkek arkadaşı var! Hepsi Ya, ya! 3. Adam Biz de zaten o sebepten Pembe kızımıza talibiz ağa! Neyse; 1. Adama sen şimdi insafı elden bırakma da, ne vereceğiz, onu söyle! 4. Adam De hele! Müzik. Sokak Oyun. Bir süre. Yeniden Ev 1. Adam Ben söyleyeceğimi söyledim. Gidin arayın; daha ucuzunu bulursanız, ben beş kuruş üstemiyom! Alın götürün kızı! 2. Adam Yahu ağalar, birbirinizin yabancısı değilsiniz, anlaşın da bitirelüm bu işi. Uzattınız ama! 3. Adam E, çok fazla istiyor be kardeşim. Bu kadar da olmaz ki! 4. Adam 1. ve 3. Adamın ellerini toka eder Hele sen ver elini, sen de ver; tutuşun şöyle, hah! Digerleri de ellerini onların üstüne koyar. 5. Adam Ne sana, ne sana, ikibuçuk milyar. 1. Adam Dünyada olmaz! Malımı yerde mi bulmuşum ben! 5. Adam Sen de söyle! 3. Adam İkialtüyüzelli. Bak bi kuruş fazla vermem! Müzik. 1. Bölüm. Bir süre oyun. Tekrar 2. bölüm 1. Adam İkiyedüyüzelli son. Buzdolabı, fırına da karışmam! 3. Adam Tamam. 5. Adam Verdin mi? 1. Adam Verdim verdim, gidin hayrını görün! 4. Adam Hah şöyle yahu, bi kız değil mi alttarafı! Anlaşamayacak ne var bunda! Müzik. Sokak Pembe oynarken Gülten girer. Müzik iner. Gülten Heyecanlı Pembe, pembe kız! Pembe A, Gülten abla! Güzün Haberin var mı kız? Pembe Neden? Gülten Seni istemeye gelmişler, baban da vermiş! Pembe Nasıl yani! Gülten Senin anlayacağın evleniyorsun! Pembe Bizim evimiz var ki! Gülten Öyle değil. Hani sonra bebeğin oluyor ya, ondan işte! Pembe Benim bebeğim de var! Gülten Kendi kendine Bak artık! Pembe’ye Öylesi de değil kız; bak anlatayım da dinle!.... Gülten anlatmaya başlar. Pembe şaşkınlıkla dinler. Müzik. Ev 3. Adam Gayrı dünür olduk seninle Nuri ağa! 1. Adam Hadi hayırlısı! 4. Adam 1. adama Paranı bir tamam aldın mı? 1. Adam Aldım aldım. 2. Adam O zaman sarılın şöyle yahu, sizi gören de hasımsınız sanacak. Bugün en mutlu gündür. Sarılın sarılın, hatta coşun, oynayın! 4. Adam Düğün var düğün! Müzik. Çıkarlar. Yeniden sokak Pembe’nin yüzü şaşkınlıktan üzüntüye geçer. “Anneeeee” diyerek çıkar. Gülten Arkasından seğirtir Dur kız, daha hepsini anlatmadım, bi dakika beni dinle... Müzik. Sahne 12 1. Adam paraları sayarak girer. Arkasından anne Güler girer. BabaKırkdokuz, elli... hiç boşuna dırdırlanma! Altmış, altmışbeş... Anne Bari bir-iki yıl beklesen diyorum. Yavrucak daha pek cahil! Baba Altmüşsekiz. Onun cahilliği hiç geçmez. Senin geçti mi! Altmışdokuz... Niye; çünkü kadınlar hep bir mayadan. Kaderiniz bu, ben n’apiyim! Yetmiiişoynar Anne Hiç olmazsa altı ay sonra olsun! Baba Sus! Bu öyle altıaylık iş değil. Ömür sürer ömür. Yetmişbeş, evlenir, kocasından birşeyler görür, seksenoynar bir parça cahilliği geçerse ne ala! Doksaaan! Oynar Anne Kocasından ne görücek ki! O daha... Baba Yüz. Derede yüz.Oynar. Aniden durur. Sus, kafamı karıştırma! Çıkarken Ben ne diyorsam o, ne diyorsam o, ne diyorsam o! Anne Arkasından Allah belanı versin ayı! Ölümün yakındır senin; zati, rüyamda gördüm, zehir içip geberiyodun! Benim rüyalarım hep çıkar. ÇıkarkenYarabbim, inşallah, inşallah! Müzik. Sahne 13 Sokak. Gülsen ile Gülsün. Gülsen Sevinçli Gülsün, duydun mu kız, Pembe evleniyomuş! Gülsün Sahi mi? Düğün ne zamanmış düğün! Gülsen Bir haftaya kalmaz diyolar! Başlığını vermişler. Gülsün Ooooh. Canıma değsin, nihayet oynayacağız desene! Gülsen Hem nasıl. Bütün kurtlarımızı dökeriz artık!Oynamaya başlarlar Ooh oooh! Bir grup erkek girer. Bıyıklarını burarak saldırırlar. Kadınlar kaçar. Müzik. Sahne 14 Düğün. Deminki adamlar, aralarında damat/Mehmet, oynayarak girerler. Bir süre. Pembe girer. Sağında ve solunda iki kadın Annesi ve kayınvalidesi. Arkalarından Gülsün ve Gülsen girer. Erkekler kısmı kararıp çok sesli’ müzik iner. Kadınlar kısmı başlar. Burada müzik enstrümanı bir leğendir. Gülsün çalmaktadır. Pembe’yi oyuna kaldırırlar. Bu bölüm karardığında yeniden erkekler. Sonra yine kadınlar. Erkekler. Düğün biter. Gelin ve damat kalır. Sessiz ve sıkıntılı bir süre. Gelinle damat arasında alttan alta süzmeler. Damat Senin adın ne? Pembe Pembe. Damat Cebinden bir kolye çıkarır. Bak; bubam sana ne aldı! Pembe Ne? Damat Kolye. Geline takıcan, dedi bubam. Gelin sensin. Pembe Omuz silker Bana ne! Damat Bir süre Sen şimdi bana nazlanıyon değil mi? Pembe şaşkın bakar. Damat Bubam dedi ki, gelin naz ederse, ona, seni seviyom de, dedi. Pembe Ben seni sevmiyom ama! DamatÜzüntüyle Sen başka birini mi seviyon yoksa? Pembe Tabii ya, çatla patla! Seni sevmiyom ben! Damat Kimi seviyon peki! Pembe Sana ne! Damat Dışarı koşar Bubaaaa! Müzik. Sahne 15 Sokak. Gülsen’le Gülsün karşılaşırlar. Gülsen Duydun mu kııız? Gülsün Neyi? Gülsen Pembe’yi. Gülsün N’olmuş ki Pembe’ye! Gülsen Kocasını sevmiyomuş da bi başkasını seviyomuş! Gülsün Deme kız! Gülsen Ben değil, O demiş! Gülsün Hem de açık açık! Kime demiş? Gülsen Kocasına! Gülsün Ne demiş! Gülsen Seni sevmiyom, başka birini seviyom demiş! Gülsün A, aaaa! Ne demiş ne demiş? Gülsen Seni sevmiyom, hayatımda başka biri var demiş! Ben Onunla rütüklü geceler yaşıyom, bilmiş ol, demiş! Gülsün Yapma! Görüyon mu hayasızı! Kimi seviyomuş peki, onu da söylemiş mi? Gülsen Ahmet Mete Işıkara’yı seviyomuş! Gülsün Bak şırfıntıya! O evli değil miydi kız! Gülsen Evet! Evli-mevli; dinler mi yosma! Bundan önce de bi yavuklusu varmış; onu medyadan saklamış fakat! Uzatmalısıymış! Gülsün Deme? Gülsen Ya! Kocasına demiş ki, ben aslında sana varmayacaktım , bubam beni zorla everdi; yoksa sevgilim beni Mayamiye kaçıracaktı demiş. Gülsün Görüyon mu edepsizi! Hep bu televizyonlar yüzünden oluyor bunlar; ordan görüyorlar; bir de okula mokula gidiyorlar ya, ondan işte! Gülsen Allaha şükür; iyi ki bizleri okula neyin gönderen olmadı! Yoksa maazallah... Gülsün Pembe de okula gitmiyordu gerçi! Gülsen Canım, gidenlerden öğrenmiştir! Gülsün Orası doğru! Yaşına başına bakmadan, görüyon mu kız! Gülsen Biz bu yaşımızda onun yaptığını tövbeler olsun yapmadık! Gülsün Ve de yapmayız çok şükür! Gülsen Biz namusumuzla yaşıyoruz elhamdülillah! Rütük mütük bilmeyiz öyle! Gülsün Namus bu! Gülsen Boru mu! Gülsün Demek, nesil gün geçtikçe namusun ipliğini pazara çıkarıyor kız! Eyvah ki eyvah! Gülsen Bu gidişle kızlarda ar-haya kalmayacak vallahi! Allah görüyo bunları hep! Böylelerinin cezasını en kısa zamanda verir! Gülsün Verecek muhakkak! Çıkarlarken İkisi de İnşaallah, İnşaallah! Işık. Sahne 16 2. Ev. Altı adam diş bileyerek girer. 4. Adamın elinde kara kaplı bir kitap vardır. 2. Adam En kısa zamanda cezasını vermeliyiz ağalar! Hepsi Vermeliyiz, vermeliyiz! 4. Adam Bu iş bekletmeye gelmez! Allah da böyle emreder, kul da! Zira bu bir lekedir ve de hepimizin alnında durmaktadır; tez vakitte temizlenmesi gerekir! 3. Adam Namusumuza halel gelmiştir! Hepsi Yaa, yaa! 2. Adam Bir kadının kocasından başkasına gönül verdiği nerde görülmüştür! Hepsi Görülmemiştir! 1. Adam Kara kitap bu mevzuda ne der ağalar? 4. Adam Kitabı çevirir Valla buralarda olacaktı emme, şimdi bulamıyom! 5. Adam Yav bırak hele kara kitabı! Pembe bize kara çalmıştır! Hepsi Kara çalmıştır! 2. Adam İnsan içine çıkacak yüz bırakmamıştır! Hepsi Bırakmamıştır! 2. Adam Son bilgilere göre Roma’yı da kendisi yakmıştır! Hepsi Yakmıştır, yakmıştır! 5. Adam İbret-i alem için bunlardan birkaçını sallandıracaksın! Hepsi Sallandıracaksın! 3. Adam Bak bakalım kalıyor mu! 2. Adam O dediğin olmaz ağa! 3. Adam Ne yani, asmayalım da besleyelim mi! 2. Adam O hiç olmaz! Töremize uymaz! 5. Adam 2. adama En iyisi gençlerimizden birisi alsın, senin tarlaya götürsün. 2. Adam Kafasına tek kurşun. Nasıl? Hepsi Fena değil! 3. Adam Yahut da boğsun! 2. Adam Bak, bu daha iyi! Hepsi Bu daha iyi! 4. Adam Bitti. Maksat hayatı kararsın Pembe’nin! 5. Adam Kararımız karar mı ağalar? itiraz eden var mı? Bir süre 6. Adam Var! Müzik Hepsi Şaşarak Hı! 5. Adam 6. adama Ne diyon Seyfo Ağa, sen ki bizim mürşidimiz, büyüğümüzsün! 4. Adam De hele! 6. Adam Ayağa kalkar Efendiler, yazık değil mi bir hiç yüzünden gençlere kıyıyorsunuz! Göz göre göre cinayetler işliyorsunuz! Sizde hiç mi insanlık yoktur, hiç mi vicdanınız sızlamaz! Bir süre. Herkesin başı önüne düşer.Siz hangi çağda yaşıyorsunuz allahaşkına! Eloğlu aya apartman dikmek için uğraşırken siz hala töre diyorsunuz, silah diyorsunuz. Nasılsa az yatıyorlar diye eskiden de sabi gençlere cinayet işletip hapislere gönderiyordunuz bugün de! Bu yüzden hapishanelerimiz genç yaşta içeri girenlerle doldu! E, tabii; sizin tuzunuz kuru! Siz bir gün hapiste kalmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz! Nerden bileceksiniz; hiç kalmadınız ki! Nasılsa her daim elinizin altında cinayet işleyen bir masum genç bulunuyor! Daha hayatının baharını yaşamadan, siz onu kışa çeviriyorsunuz. Günah değil midir bu yaptığınız! Dünyada bunca şey değişiyor, sizde tık yok! Yahu insan biraz kendini geliştirir, uygarlaşır, ileriyi görür. Bir süre sessizlik 6. Adam Kıçı boklu Hindistan bile nükleer teknolojiye geçmiş; siz daha töredesiniz. Şu Avrupa birliğine giremezsek, bilin ki, sebep sizsiniz! Ahirette Abdullah Gül’ün iki eli yakanızda olacak! Çok acıyom size çok! Yazık size! Bir süre sessizlik 5. Adam Sen söyle o zaman Seyfo ağa, bu iş nasıl olacak! 6. Adam Ne lüzum var silaha, ne lüzum var boğmaya! Koyarsın tabağına fare zehirini, yer geberir! Bitti! Böylece kimse de bir kız yüzünden hapislerde çürümez! Bakışmalar. 3. Adam İyi, hoş da polise ne diyeceğiz peki? 6. Adam İntihar etti deriz, birader, intihar! 2. Adam Sebep? 6. Adam Yav bu memlekette intihar etmek için sebep mi yok! 4. Adam Mesela? 6. Adam Mesela, düşünür Amerikanın yürüttüğü küreselleşme politikası çok ağırına gidiyordu, dayanamayıp intihar etmiş, deriz. Yahut da... Çok kitap okuyordu, maneviyatı zayıfladı. Yazık! 4. Adam Bitti. 6. Adam Bitti. Böylece, gençlerimiz , hayatlarının baharında hapse düşmekten, sizler de mahkemelerde sürünmekten kurtulmuş olursunuz! Nasıl? 4. Adam Vay be, gördünüz mü nasıl da gençleri düşünüyor! Helal sana be Seyfo Ağa! 5. Adam Yalnız gençleri mi düşünüyor; bizi ya? Hepsi Bizi de bizi de! 3. Adam Bilgili adamın hali başka oluyor canım! 2. Adam Sen büyük adamsın Seyfo Ağa! 5. Adam Bu CHP’ye senin gibi bir genel başkan lazım, namussuzum! 2. Adam Yok yok, özelleştirmeden sorumlu devlet bakanı olmalı ki, bak gör o zaman! 6. Adam Kasıntılı Yok canım, o kadar deeel! 5. Adam Ver o mübarek elini öpem Seyfo ağam! 6. Adam Elini çeker Abartmayın lan siz de; şurda oyun gereği iki çift laf ettik, tadını kaçırmayın! 4. Adam De hadiyin bunu pavyonda kutlayalım! Hepsi Kutlayalım kutlayalım! Kalkarlar. 4. Adam Gonsomatrisleri ben ısmarlıyom! 5. Adam E, içkiler de benden o zaman! 1. Adam kızgınlıkla çıkanlara bakar. Digerleri farkedip dönerler. 1. Adam Şimdi bu yaptığınız iş mi ağalar! Şaşkınlıkla birbirlerine bakarlar. 4. Adam Hayırdır ağa, yanlış bi şey mi yaptık! 1. Adam Bundan böyük yanlış olur mu; bugün yarın benim kızım ölecek, siz neler söylüyosunuz burda! Bakışırlar 5. Adam Ne söyledik ki? 1. Adam Yok gonsomatrisler benden, yok içkiler ondan! Böyle bir şey duyulmuş, görülmüş müdür? 5. Adam Sen söyle o zaman! 1. Adam Benim kızım ölmeyecek mi? 4. Adam Tamam? 1. Adam O zaman, hem içkiler, hemi de gonsomatrisler benden! Yürür. 4. Adam Olur mu canım! Bari içkileri biz ısmarlayalım! 1. Adam Çıkarken Katiyyen olmaz! 6. Adam Tamam len Nuri, seni mi gıracağız ! Bu seferlik böyle olsun hadi! Çıkarlarken 2. Adam E, hakkı canım kız kendisinin! 3. Adam Hakkı tabii! Yukarıda Allah var! Müzik. Çıkarlar. Sahne 17 Pembe girer. Başı ve yüzü sargılar içindedir. Oturur. Gülten girer. Gülten Pembe kız, bütün mahalle seni konuşuyor, biliyon mu? Pembe Niye ki? Gülten Güya sen kocanı değil de başkasını seviyomuşsun! Pembe Seviyom tabii! Gülten Büyükler toplanmış karar vermişler. Yemeğine zehir koyup öldüreceklermiş seni! Pembe Ne yaptım ki? Gülten Sen namuslarını kirletmişsin! PembeNamus ne ki? Gülten Namus durur işte... çok önemli bi şey! Pembe Ben namuslarını kirletmedim ki, durur yalnızca altımı kirlettim. O da korkudan! Gülten güler Pembe Ne gülüyon; seni öyle dövseler sen de yapardın ama! Gülten Baban sana kimi sevdiğini sordu mu! Pembe Sormadı! Gülten Ya? Pembe Yalnızca dövdü! Bir süre. Gülten Bak Pembe; benden söylemesi, seni kesin öldürecekler! Yerinde olsam buralarda durmam giderim. Pembe Nereye? Gülten Ne bileyim, ölmeyeceğin bir yere! Pembe Ama ben gidersem yaşayamam ki! Gülten Kalırsan da yaşayamazsın! Neyse, beni senin yanında görürlerlerse olmaz! .Ben gidiyom; sonra söylemedi deme; buralardan hemen git! Kendi kendine Gerçi sonra istesen de söyleyemezsin ya! Pembe de kalkar. Ayrı yönlerden çıkarlarken Gülten Ha, az daha unutuyordum; sahi sen kimi seviyosun kız, hınzır! De hele! PembeDurur Annemi! Müzik. Gözlerini silerek çıkar. Gülten şaşkın bakar. Sahne 18 Elinde bohçasıyla Pembe girer. Sahnenin önünde seyirciye yakın ve paralel birkaç kere gider gelir. Bu arada sahneye birtakım erkekler girerler. Pembe’yi süzerler. Pembe korkar. Bir elinde tesbih, bir elinde bastonuyla sakallı ve yaşlı bir adam girer. Müzik iner. Pembe adamı durdurur. Pembe Amca, buralarda yatacak bir yer var mı? Yaşlı Adam Pembe’yi süzer. Var kızım. Şu karanlık sokağa dal. Önüne kötü bir yol çıkacak. O yolda gidersen mutlaka rastlarsın. Pembe Allah razı olsun amca! Yaşlı AdamDurdurur Dur hele! Senin kimin kimsen yok mu kızım? Pembe Yok amca! Benim hiç kimsem yok! Yaşlı Adam Pembe’nin sağını solunu yoklar Yanında gizli kamera falan da yok değil mi kızım? Pembe Yok amca. Hiç bir şeyim yok! Yaşlı Adam O zaman dur ben seni götüreyim kızım! Pembe Sağol amca, sen yorulma; ben kendim giderim. Yaşlı Adam Olur mu kızım, insanlık vazifem bu benim. Etrafına bakınarak Götüreyim götüreyim. Müzik. Sahne 19 Müzikle beraber hastane ortamı. İki hemşire ardarda girer. Biri hızlı bir şekilde karşıya geçer. Digeri ise arkasında her yanı sargılı ve bastonlu bir hasta olduğu halde girer. Hasta yalvarmakta, o ise hastayı terslemektedir. Bu halde karşıya geçerler. Pembe sedyede getirilir. Giysisi pembedir. İki hemşire tekrar geçer. Getirenlerden biri habire yardım ister. Hiçbiri bakmaz. Müzik indiğinde nihayet bir doktor girer. 1. Yardımcı Doktor bey bakar mısınız? Doktor yanındakiyle konuşmaktadır. Doktor ...Abi şu sıra parayı repo yapacaksın. İlla borsaya gireceğim dersen o zaman sağlam tüyo ara; buldun mu balıklama dal. Baktın olmadı, o vakit spekülatif oyna! Hiç korkma! Geçen gün bizim doktor İhsan bir haftada Mersedes çekti altına! Yanındaki Yapma ya! Helal olsun adama! Çıkarlar. Bir bayan doktor girer. 1. Yardımcı Doktor hanım bakar mısınız? Doktor Acelem var çabuk söyleyin, çocuğu kreşten alıcam! 2. Yardımcı Bu kız otel odasında intihar etmiş. Doktor Bakar Derdi neymiş bu dar vakitte? 2. Yardımcı Valla onu soramadık! 1. Yardımcı Bi pavyonda konsomatristlik yapıyormuş. Fare zehiri içmiş. Biz vardığımızda yanında şişesi duruyordu. Doktor İyi kazanıyor muymuş bari! Muayene eder. Sevinçle Yaşasın! 2. Yardımcı Sevinçle Yaşıyor mu? Doktor Ölmüş! İyi, uğraştırmadı beni. Hadi siz de kaldırın bunu burdan! Ben çocuğu alacağım, acelem var! Çıkar. Yardımcılar bakışırlar. 1. Yardımcı Kimse görmeden biz de sıvışalım! üstümüze kalır sonra! 2. Yardımcı He lan, şahit mahit yazarlar, neme lazım; tüyelim! Koşarak çıkarlar. Sahneye iki entel’ erkek girer. 1. Erkek Arkadaşına Biz doktor Ahmet beyle eskiden beri aşinayızdır, fakat san’at mevzuunda bir türlü mutabık kalamayız! Sen tut, büyük ressam Lütfullah beyi, Kani Olur mu Yani’ye tercih et! 2. Erkek Hayret bir şey yani! 1. Erkek Olacak iş mi yani! Pembe’yi fark eder. Bak azizim, bu kadın, belli ki, gül gibi ailesini tepip buralara şöhret olmaya gelmiş; işte hazin sonu. Ola ola bir konsomatris parçası olmuş. Hoş; bu noktaya varmasında ailesinin de kabahati vardır mutlaka; kızını sıkı disipline etse, gözünü açtırmayıp sırtından kırbacı eksik etmese bu eksik beyinli bu hallere düşmezdi. Vaktiyle böyle birinin romanını da yazmıştım. Fakat azizim, yaz yaz bitmiyor ki! Memleketimiz bu nev’i timsallerle dolu! Pembe’ye bakar Be akılsız karı; arınla, namusunla yaşamak dururken, bi konsomatris parçası olmak uğruna evden kaçılır mı! Yani hanım hanımcık evinde otursan sana zehir mi içireceklerdi. 2. Erkek Üstadım, kadın değil mi, saçı uzun aklı kısa! Geleceğini göremiyor işte! Siz yazarsınız, okumazlar, naçizane ben yazarım tınmazlar. Binaenaleyh bu netice, böyleleri için azdır bile! 1. Erkek İsabet buyurdunuz monşer, son hazırladığım makalede de bu mevzua temas eylemekteyim. Şöyle ki; kadın nam cins-i deni, diye başlıyorum... 2. Erkek Harikulade bir giriş; tebrik ediyorum üstadım! 1. Erkek Teveccüh gösteriyorsunuz mirim. 2. Erkek Devamı? 1. Erkek Kadın nam cins-i deni, hadd-i zatında erkek gibi humuslu topraktan halkedilmediğü çün... 2. Erkek Şu belagate hayran olmamak kabil mi! Sonra? 1. Erkek... her türlü çirkefe duçar olmakta ve şayan-ı hayretle müşahade olunur ki... Çıkarlar. Pembe sahnede sedye üstünde yatmaktadır. Sahnede başka kimse kalmaz. Pembe ile annesinin diyalogları kasetten verilir. Müzik. Sahne 20 Sokak. Başı önde Güler girer. Yine hamiledir. Gülsün ve Gülsen’le karşılaşır. Gülsen Hayırdır Güler, nereye böyle? Güler Başı önde yürür Dere boyuna! Gülsün Niye ki! Güler Kavaklar açmış mı ona bakıcam! Gülsen’le Gülsün üzgün; arkasından bakarlar. Müzik. Perde Mustafa Acar musar63 Paylaş Yorumlar Nedim Uslu - 11/17/2010 Çok güzel Tiyatro Kursu Başlıyor! 20 Haziran'dan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu! Son Eklenen Tiyatro Oyunları Güncel Yazılar 27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN Ahmet Yapar Başarılı Genç Aktör Can Öztopçu 40. Sanat Yılını Kutluyor Füsun Akmen Balkaya 'Ağaçlar Ayakta Ölür' - Nevra Serezli ve Tiyatro Kare Füsun Akmen Balkaya Süt Kardeşler - Süheyl Behzat Uygur Tiyatrosu 2020 Tuncer Cücenoğlu'nun Anısına... Ankara Devlet Tiyatrosu 70. Yıl ve 'Lüküs Hayat' Kadın Dayanışmasını Taçlandıran Şehir Tiyatrosu Oyunu Çın Sabahta Büyük Aşkların Sonuncusu ve Çankaya Sahne Uğur Kanbay ve Eylül! Fars Dokusu Üzerine Komedya Dokunuşları İle ELEŞTİRMEN OLMAK VE ELEŞTİRİ YAZMAK ! YOKLAMA LİSTESİ Skeç Şehir Tiyatroları'nda Oynanan Ayaktakımı Arasında Oyununun İncelemesi ve Eleştirisi Genel Müdür 'A. Nejat Birecik İle Devlet Tiyatrosu'na Gelen 'Bahar Havası' Şehir Tiyatroları'nda Oynanan İki Arada Bir Yerde Oyununun İncelemesi ve Eleştirisi Müthiş Bir Prodüksiyon 'Ben O İstanbul'u Çok Sevdim' ve Ustaların Ustası Özel Yula Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi adresine mail gönderebilirsiniz... Güncel Haberler Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları BÜO, Shakespeare Soruşturması ile dijital ortamda seyirci ile buluşuyor! KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu'ndan Müjde Perdeler Açılıyor, Tiyatro Sezonu Başlıyor İzmir Bağımsız Tiyatrolar İnisiyatifi'nde İkinci Yıl Başlıyor Amadeus, Zorlu PSM'de Başlıyor Sesin Görselleştiği Bir Performans Podacto Stüdyo, Yakında BluTV'de 27 Mart 2021 Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi Metin Akpınar-Müjdat Gezen 27 Mart 2021 Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi Helen Mirren Şehir Tiyatroları Dünya Tiyatro Günü'nü 'Melek' ve 'Benim Güzel Pabuçlarım' ile Kutluyor 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde DasDas'tan Okuma Tiyatrosu Ankara Tiyatro Dayanışması'ndan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Etkinliği 'İlelebet… Bir Atatürk Hikayesi' Sahneport'ta Tiyatroseverlerle Buluşuypr Şehir Tiyatroları, Özel Tiyatrolara Kasım Ayında da Sahnelerinde Yer Veriyor Tekin Deniz Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi Kavuk, Rasim Öztekin'den Şevket Çoruh'a Geçti Tiyatro Dünyası'nı takip Edin ..
Türkçe Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince İngilizce Eş anlamlılar Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince ukraynaca Bu örnekler aramanıza bağlı olarak kaba sözcükler içerebilir. Bu örnekler aramanıza bağlı olarak günlük dilden sözcükler içerebilir. "bak kimler" metninin İngilizce çevirisi Hele bir bak kimler ile yatmamış, Anne. Anne, bak kimler geldi. Gel, gel bak kimler var burda! Gel, gel bak kimler var burda! Bak bak kimler varmış, Maria ve Justin -sahte- Timber. Check it out, y'all, it's Maria and Justin Timberfake. Anne, bak kimler geldi! -Kimler? Bak bak bak kimler gelmişşş.P Bak kimler gelmiş, Bonnie ve Clyde. Well, look who it is, Bonnie and Clyde. Bak kimler gelmiş, Clay ve Quinn. Bak kimler geldi geçti şu hayatımda. Bak kimler kimlerle el ele dolaşıyor görelim. MULDER Bak kimler rozet takıyormuş. Bak kimler geldi sana, diye haykırdı Gökhan neşe içinde. See how he turned you on, hahaha John, the kid who loves pranks. Giulietta, bak kimler var. Bu anlam için sonuç bulunamadı. Sonuçlar 40. Birebir 40. Geçen süre 40 ms. Documents Kurumsal çözümler Çekim Eş anlamlılar Yazım denetleme Yardım ve hakkımızda Sözcük dizini 1-300, 301-600, 601-900İfade dizini 1-400, 401-800, 801-1200Sözcük öbeği dizini 1-400, 401-800, 801-1200
Süleyman'a karısı telefon etti — Konuşan ben, ben, Fahire. Tanımadın mı sesimden? Demek çok bağırdım birdenbire. Çığlık mı? Belki... Hayır, çocuklar hasta değil. Dinle beni İşini bırak da gel, çabuk ol ama. Telefonda anlatamam, olmaz. Daha kıyamet kadar vakit var akşama. Saatler, saatler, kıyamet kadar. Sorma. Dinle beni... Hemen vapur bulamazsan Üsküdar'a kayıkla geç. Bir taksiye atla. Paran yoksa patrondan avans al. Yolda hiçbir şey düşünme, mümkün mertebe yalansız gelmeye çalış. Yalan kuvvetliye söylenir ben kuvvetsizim. Alay etme kuzum. Evet kar yağacak, evet hava güzel. Koynuna girdiğim adam gibi kocam gibi değil, büyüğüm, akıllım, babam gibi gel... 2 Geldi Süleyman, Fahire, kocası Süleyman'a sordu — Doğru mu? — Evet. — Teşekkür ederim Süleyman. Bak işte rahatladım. Bak işte ağlamıyorum artık. Nerde buluşuyordunuz? — Bir otelde. — Beyoğlu tarafında mı? — Evet. — Kaç defa? — Ya üç, ya dört. — Üç mü, dört mü? — Bilmiyorum. — Bunu hatırlamak bu kadar mı güç Süleyman? — Bilmiyorum. — Demek ki bir otel odasında. Kim bilir çarşaflar nasıl kirliydi. Bir İngiliz romanında okudum, bu işlere yarayan otellerde kırık küvetler varmış. Sizinkinde de var mıydı Süleyman? — Bilmiyorum. — Hele düşün, toz pembe çiçekli, kırık bir küvet? — Evet. — Hiç hediye verdin mi? — Hayır. — Çukulata, filân? — Bir defa. — Çok mu seviyordun? — Sevmek mi? Hayır... — Başkaları da var mı Süleyman? — Yok. — Olmadı mı? — Hayır. — Bunu sevdin demek... Başkaları da olsaydı daha rahat ederdim... Çok mu güzel yatıyordu? — Hayır. — Doğru söyle, bak ne kadar cesurum... — Doğru söylüyorum... — Zaten gösterdiler bana. İnek gibi karı. Belimden kalın bacakları... Fakat zevk meselesi bu... Bir sual daha, Süleyman Niçin? — Bilmiyorum... Karanlıkta pencerenin hizasında karlı, ağır bir çam dalı. Bir hayli zaman oldu sofada asma saat on ikiyi çalalı. 3 Süleyman'ın karısı Fahire şunları anlattı kocasına ertesi gün — ... Dayanılmaz bir acı halindeydi kendime karşı duyduğum merhamet, ölmeye karar verdimdi, Süleyman... Annem, çocuklarım ve en önde sen bulacaktınız karda ayak izlerimi. Bekçi, polisler, bir tahta merdiven ve bir kadın ölüsü çıkaracaktınız arka arsada bostan kuyusundan. Kolay mı? Gece bostan kuyusuna doğru yürümek, sonra kenarına çıkıp durarak baş aşağı atlamak karanlığına? Fakat bulmadınızsa eğer karda ayak izlerimi sade korktuğumdan değil. Bekçi, merdiven, polisler, dedikodu, kepazelik, aldatılmış bir zevcenin intiharı komik. Niçin öldüğümü anlatmak müşkül. Kime? Herkese, sana meselâ. İnsan, ölmeye karar verirken bile insanları düşünüyor... Sen yatakta uyuyordun yüzün rahat, her zaman nasıl uyursan ondan evvel ve o varken. Dışarda kar yağmaya başladı. Bir tek gecelikle çıkmak balkona Zatürree ertesi gün, nümayişsiz ölüvermek. Hayır, hiç aklıma gelmedi nezle olmak ihtimali. Yaktım sobamızı. İyice ısınmak lâzım ilkönce. Ciğer bir çay bardağı gibi çatlarmış. Pencereye, kara bakıyorum Eşini gaip eyleyen bir kuş gibi kar geçen eyyamı nev baharı arar...» Babam bu şiiri çok severdi. Sen beğenmezsin. Sağdan sola, soldan sağa lerzânı girizan...» Lambayı söndürmeden balkona çıktım. ... gibi kar düşer düşer ağlar...» Oturdum balkonda iskemleye. Havada çıt yok. Karanlık bembeyaz. Uykudayım sanki. Sanki çok sevdiğim bir insan korkarak beni uyandırmaktan yumuşacık dolaşıyor etrafımda. Üşümüyordum. Kederim duruluyor berraklaşıyor. Odanın camlı kapısından balkona vuran ışık sıcak bir kumaş gibiydi üstünde dizlerimin. Ben rehavetli bir mahzunluk içinde acayip şeyler düşünüyordum Feneryolu'ndaki çınar 150 yaşındaymış. Ömrü bir gün süren böcekler. Gün gelecek insanlar çok uzun çok bahtiyar yaşayacaklar. İnsanın yüreği ve kafası var... İnsanın elleri... İnsan? Ne zamanki, nerdeki, hangi sınıftan? Onların insanları, bizim insanlarımız. Ve her şeye rağmen yeni bir dünya için yapılan kavga. Sonra sen ben bir kırık küvet ve benim kendime karşı duyduğum merhamet... Kar durdu. Sökmek üzre şafak. Utanarak odaya döndüm. O anda uyansaydın sarılıp boynuna... Uyanmadın. Evet, çok şükür nezle bile değilim. Şimdi? Zaman zaman hatırlayıp zaman zaman unutacağım. Yine yan yana yaşayacağız beni sevdiğine emin olarak. 4 Altı ay kadar geçti aradan. Bir gece karı koca denizden dönüyorlardı. Gökte yıldızlar, ağaçlarda yaz meyveleri vardı. Fahire birdenbire durdu baktı muhabbetle kocasının gözlerine ve suratına tükürür gibi bir tokat vurdu. Nazım Hikmet Ran Kimdir? Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye’den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki 15 Ocak 1902; Selanik, Osmanlı İmparatorluğu – 3 Haziran 1963; Moskova, SSCB, Türk şair ve yazardır. Devamını Oku
hele bak kim geldi hikayesi